Avukatlar için
yapay zeka kullanmanın
en iyi yolu

Dilekçe yazma, araştırma yapma, sözleşme inceleme.

Referanslarımız

Acar Ergönen
Akbank
Akıncı
Akkuyu Nükleer
Anadolu Ajansı
ASC Hukuk
BtcTurk
Egemenoğlu
Ersan Şen
Fenerbahçe SK
Galatasaray Üniversitesi
Hepiyi Sigorta
De Jure AI
#banka(24)
#sorumluluk(18)
#mesaj(15)
#sms(9)
#1

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, E. 2021/1191 K. 2022/735 T. 05.04.2022

Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı banka nezdinde bulunan hesabına 17.01.2019 tarihinde 39.900,00 TL yatırdığı, davacınınTR... İBAN numaralı hesabından bilgisi ve onayı olmaksızın rızası dışında internet bankacılığı yolu ile öncelikle yine davacıya ait olan ... kart numaralı kredi kartından nakit avans olarak 5.000,00 TL vadesiz hesabına aktarıldığı, davacının KMH hesabından da ekstra para kullanılarak 18.01.2019 saat 11:01'de 40.000,00 TL tutarında ve yine 11:10'da 7.500,00 TL olmak üzere toplam masraflarla birlikte 47.511,03 TL'nin Diktaş Elektronik Danışmanlık Tic. A.Ş.'ye ait Garanti Bankası A.Ş. 30084118 hesap numaralı, TR... İBAN numaralı hesaba EFT işlemi yapılarak aktarıldığı, davacının, paranın gönderildiği firma ile ilgili hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığı yapılan bu işlemler sebebiyle davacının bankada kayıtlı telefonuna işlem esnasında onay kodu veya işlem sonrasında bilgi mesajı gönderilmediği, hesabındaki paraların davalı bankanın güvenlik önlemleri almaması ve
#2

İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2018/548 K. 2019/1016 T. 26.12.2019

olduğunu söylediğini, ancak buna rağmen müşteri temsilcisini arayan üçüncü şahıslar tarafından müvekkil hesabında bulunan paraların başka hesaba aktarıldığını, bu hususun davalı bankanın sorumluluğunu doğurduğunu, müvekkilinin ... müşterisi olarak sürekli mobil internet bankacılığı kullanmasına rağmen onay vermediği halde açık deniz telefon bankacılığı üzerinden hesabında işlem yapılması, ayrıca müvekkiline ait olan ve dolandırıcılar tarafından kopyalanan ... numaralı telefon hattından 31.10.2017 tarihi 09:00 ile 11:00 saatleri arasında 7 defa ... numaralı ... müşteri hizmetlerinin aranarak işlem yapılması ve müvekkilinin hesabında bulunan 36.327,00 TL para ile kredi kartı avansından aktarılan 14.000,00 TL paranın aynı anda başka hesaba havale edilmesinin açıkça şüpheli işlem olup oluşan zarardan davalı bankanın sorumlu olduğunu, Yüksek Mahkemenin son dönemdeki kararlarında internet üzerinden yapılan rıza dışı işlemlerle banka hesabındaki paranın çekilmesinden doğan zararı bankanın
#3

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2010/15930 K. 2012/6575 T. 20.04.2012

Davacı vekili, müvekkilinin müşterisi olduğu davalı bankada bulunan hesabından bilgisi dışında internet bankacılığı yoluyla toplam 3.000 TL'nin başka bir şahsa ait hesaba havale edildiğini, davalının gerekli sorumluluğu göstermediğini ileri sürerek 3.000 TL'nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
#4

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2011/11976 K. 2012/18432 T. 19.11.2012

Davacı vekili, müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında telefon bankacılığı aracılığıyla davalı bankadaki kredi kartı hesabından 5.000,00 TL nakit avansın kendisine ait kredili mevduat hesabına yatırıldığını, kredili mevduat hesabına aktarılan bu paranın, hesapta kendisine ait mevcut 963,18 TL'nın ve hesaptan kredi olarak kullanılan 8.079,32 TL olmak üzere 14.000 TL'nin ... isimli tanımadığı şahıs adına havale yapıldığı, bir telefon hattına da 36,50 TL kontör yüklendiğini, bankanın güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle zarardan sorumlu olduğunu, ıslah dilekçesiyle talebini 14.042.50 TL'ye yükselterek 13.079,32 TL borçlu olmadığının tespitini, 963,18 TL'nin 24.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
#5

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2013/11964 K. 2014/679 T. 13.01.2014

Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 09/05/2013 tarih ve 2012/214-2013/136 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü Davacı vekili, davacının davalı bankanın ... Şubesi'nin 6845878 sayılı hesabının sahibi olduğunu, 09.08.2011 günü davacının cep telefonuna gelen bir mesaj ile 1.000,00 TL havalenin 0531 647 22 52 cep telefonuna yapıldığını ve bu telefondan gelecek şifre aracılığı ile istenilen şubeden çekilebileceğinin belirtildiğini, davacının hiç bir şekilde böyle havale işlemi yapmadığı için davalının ... numaralı müşteri hizmetlerini arıyarak hesaplarını bloke ettirdiğini, ancak hesabı üzerinde yaptığı incelemede aynı gün ... Bankası ... Şubesinde ... adına açılmış hesaba 960,00 TL, 890,00 TL ve 1.000,00 TL nin de cep bank para transferi işlemi ile yukarda belirtilen telefona gönderildiğini, bu şekilde gönderilen paraların hemen çekilerek hesabın sıfırlandırıldığını, bankanın bu işlemlerden güven kurumu olması nedeniyle sorumlu olduğunu belirterek 2.850,00 TL zararının olay tarihi olan 09.08.2011 tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
#6

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2017/1010 K. 2019/382 T. 01.04.2019

Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasında bankacılık hizmet sözleşmesi bulunduğunu, bu kapsamda davacıya ATM'den para çekmek için kart teslim edildiğini, hesabını kontrol eden davacının 19/05/2017 tarihinde farklı ATM'lerden 9 ayrı işlemle toplam 20.000 TL para çekildiğini, masrafı ile birlikte hesaptan çıkan paranın 20.262,51 TL olduğunu, bu işlemlerin davacının bilgi ve rızası dışında yapıldığını, işlem tarihlerinin de kayıtlarda farklı görüldüğünü, bu haksız para çekme eylemlerinde davalı bankanın zaafiyeti bulunduğunu, aynı tarihte farklı ATM'lerden çok sayıda işlem yapılmasının bankanın dikkatinden kaçtığını, müşteriye bilgi verilmediğini, kart bilgilerinin kopyalanarak hesaptan para çekilmesinde davalı bankanın kusuru bulunduğunu ileri sürerek hesaptan çekilen 20.262,51TL'nin 19/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
#7

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2011/9068 K. 2012/16324 T. 16.10.2012

Davacı vekili, davacının, davalı Banka'nın Aziziye Şubesinde hesabının olduğunu, bu hesap ile ilgili olarak bankanın vermiş olduğu şifre aracılığıyla interaktif işlemler yaptığını, 03/03/2009 tarihinde haberi ve bilgisi olmadan hesabından 2.600,00 TL'nın aynı bankanın Avcılar Şubesi'ndeki tanımadığı üçüncü kişi adına internet üzerinden havale edildiğini ve paranın tamamının bu şahıs tarafından çekildiğini, iradesi dışında yapılan para transferinden dolayı hiçbir kusurunun bulunmadığını, bankanın gerekli güvenlik tedbirlerini almadığını, zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini ileri sürerek 2.600,00 TL'nın 03/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
#8

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2009/10095 K. 2011/2955 T. 21.03.2011

Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından müvekkilinin bilgisi ve talimatı olmadan internet yoluyla 24.04.2007 tarihinde 5 ayrı işlemle toplam 44.500,00 YTL'nin tanımadığı üçüncü kişilerin hesabına aktarıldığını, davalı bankanın elektronik bankacılık hizmetinde gereken güvenliği sağlayamadığını ileri sürerek, anılan meblağın paranın hesaptan çekildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
#9

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2008/13722 K. 2010/5517 T. 17.05.2010

Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdindeki hesabından ... adlı şahsın internet üzerinden işlem yapmak üzere ve önce ... hesabına oradan da kendi hesabına havaleler yapmak suretiyle davacının rızası dışında 30.06.2003-02.07.2003 tarihleri arasında muhtelif işlemlerle toplam 8.965.315.000 TL çektiğini, davalı bankanın güvenlik sistemi yeterli olmadığından zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.000.000 TL'nin 30.06.2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
#10

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2024/356 K. 2024/9099 T. 27.11.2024

8. Türkiye ...'nden gönderilen yazı içeriğinden, yazıda yer alan Fındıkzade şubesi nezdinde açılmış olan 785426 numaralı cari hesaba bağlı tahsis edilen, ... adlı müşteriye ait 4543 0990 numaralı bankamatik kartının 14.10.2013 tarihinde ISBANK/9411 numaralı Küçükbakkalköy isimli ATM cihazında kopyalandığı, bununla birlikte, bahse konu bankamatik kartının bağlı bulunduğu cari hesaptan 21.10.2013 tarih, saat 11:27'de 50.000,00 TL tutarında havale işlemi gerçekleştirilmeye çalışıldığı ancak risk izleme senaryolarına takılarak uyarı ürettiği müşteri ile yapılan cep telefonu görüşmesinde havale işleminin kendisi tarafından yapılmadığının bildirilmesi üzerine işlemin engellendiği, havale yapılmak istenen bankanın Karabağlar/İzmir Şubesi nezdinde bulunan ... ... ... adına 01.10.2013 tarihinde açılmış olan ve işlem tarihi itibariyle 0 TL bakiyeli cari hesaba ise risk önlemi amacıyla 100.000,00 TL tutarında bloke konulduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
#11

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2012/5943 K. 2013/5727 T. 25.03.2013

Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen ....2011 tarih ve 2011/94-2011/95 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü Davacı vekili, müvekkilinin Yapı Kredi Bankası ... Şubesinde mevduat hesabının bulunduğunu, bu hesapla ilgili işlemlerini davalı bankanın Web sitesi üzerinden internet bankacılığı şeklinde de kullandığını, ....01.2008 tarihinde müvekkilinin kullanmakta olduğu telefonundan şebeke sorunu yaşanıp müvekkilinin bu sorununun ... dışında bulunmasına bağladığını, ....01.2008 tarihinde ... dışından dönem müvekkilinin ınternet üzerinden hesabına girdiğinde hesapta hiç para bulunmadığını öğrendiğini, ınternet bankacılığı üzerinden hesaptan ....01.2008 ve ....01.2008 tarihlerinde çeşitli hesaplara havale işlemlerinin gerçekleştiğini, davalı Turkcell A.Ş. yetkilileri ile yapılan görüşmede ....01.2008 tarihinde müvekkiline ait hat için sim kart alındığını öğrendiklerini, hesapta bulunan 44.339 TL'nin davalıların kusurlu eylemleri ile müvekkilinin talimatı ve izni olmadan çekildiğini ileri sürerek 44.339 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
#12

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2019/555 K. 2022/596 T. 03.06.2022

Yukarıda açıkla tüm bu nedenlerle: Davacının Bankası hesabı ile Hesabının internet bankacılığı işlemlerine açık olduğu, 08/04/2019 tarihinde bilgisi dışında Bankasındaki hesabından 19.093,00 TL 'nin hesabına gönderilmiş olduğu, hesabından da 19.500,00 TL olarak adına şubesi hesabına internet bankacılığı ile işlem yapılmak suretiyle 3. Kişinin hesabına iradesi dışında havale yapıldığı, yapılan işlemlerle ilgili davalı tarafça kendisine herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, aynı tarihte 'taki hesabından da 29.000 TL 'nin hesabına gönderme işlemi yapılmaya çalışıldığı ancak dava dışı 'ın mesaj ile bilgilendirdiği ve paranın gönderilmesinin engellendiği, bu bakımdan 3. Kişi hesabına iradesi dışında yapılan 19.093,00 TL 'nin davalılardan müteselsilen tahsili için iş bu davayı açtığı, uyuşmazlığın davalı bankankalar nezdindeki hesapta bulu paranın internet bankacılığı aracılığı ile davacının iradesi dışında üçüncü kişilerce çekilmesinde davacıya atfedilecek bir kusurun bulunup bulunmadığı,

Doküman yükleniyor...

De Jure Desktop

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA

Sunulmak Üzere

ANTALYA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 7. İDARİ DAVA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

DOSYA NO2024/388 Esas - 2025/788 Karar
TEMYİZ EDEN (MÜDAHİL)MEHMET YILMAZ
VEKİLİAv. Demet Demir
ADRES[Sistemdeki Adres]
KARŞI TARAF (DAVACILAR)1. Zeynep Kaya, 2. Ahmet Kaya
VEKİLLERİAv. [Davacı Vekili Adı]
DAVALISAĞLIK BAKANLIĞI
VEKİLİ[Davalı İdare Vekili]
TEMYİZ KONUSU KARARANTALYA Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi'nin 30/05/2025 tarihli, 2024/388 Esas ve 2025/788 Karar sayılı; davalı Sağlık Bakanlığı ve müvekkil müdahilin istinaf başvurusunun reddine, davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile manevi tazminat miktarının artırılmasına ilişkin kararının; usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle BOZULMASI talebidir.
TEBLİĞ TARİHİ[Tebliğ Tarihi] (Süresindedir)
KONUYerel mahkeme ve Bölge İdare Mahkemesi kararlarının; eksik incelemeye dayalı olması, bilirkişi raporları arasındaki açık çelişkinin giderilmemesi, müvekkile atfedilen kusurun somut ve bilimsel dayanağının bulunmaması ve illiyet bağının kesildiği gözetilmeden hüküm kurulması nedenleriyle BOZULMASI istemli temyiz dilekçemizdir.

TEMYİZ NEDENLERİMİZ

1. BİLİRKİŞİ VE ADLİ TIP RAPORLARI ARASINDAKİ GİDERİLMEYEN AÇIK ÇELİŞKİ BOZMA SEBEBİDİR

Dosya kapsamında alınan raporlar incelendiğinde, müvekkil Dr. Mehmet Yılmaz'in tıbbi müdahalesine ilişkin birbirleriyle çelişen tespitlerin bulunduğu görülmektedir. Yerel Mahkeme ve Bölge İdare Mahkemesi, bu çelişkileri giderecek şekilde Adli Tıp Genel Kurulu'ndan veya Hakem Hastane'den yeni bir rapor almadan hüküm kurmuştur.

Şöyle ki;

Tarafımızca dosyaya sunulan Beşikler Kazan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği ve Adli Tıp Kliniği tarafından hazırlanan 01.12.2022 tarihli ve 142 sayfadan ibaret Kurul Raporunda; tüm tıbbi kayıtlar, hasta evrakları ve süreç detaylıca incelenmiş ve netice olarak; "Dr. Mehmet Yılmaz'in takip ve tedavide kusurunun olmadığı ve meydana gelen görme kaybından sorumlu tutmanın tıbben mümkün olmadığı" kanaatine varılmıştır.

Buna karşın hükme esas alınan raporda ise somut bir tıbbi ihmal (hangi tetkikin yapılmadığı, hangi bulgunun atlandığı) açıkça ortaya konulmadan, soyut ifadelerle müvekkile 2/8 oranında kusur atfedilmiştir.

Danıştay'ın yerleşik içtihatları uyarınca, dosyada birbiriyle çelişen raporların bulunması halinde, bu çelişki Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu veya Üniversitelerin ilgili kürsülerinden oluşturulacak üst bir heyet aracılığıyla giderilmeden karar verilmesi hukuka aykırıdır.

Nitekim Danıştay 10. Daire'nin 06.12.2024 tarihli, E. 2024/3500 K. 2024/7922 sayılı kararında; "Adli tıp ihtisas kurullarınca oy birliği ile karara bağlanamamış işlerin adli tıp genel kurulunda incelenmesi gerektiği" ve çelişkili raporların hükme esas alınamayacağı açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, lehe olan kapsamlı üniversite raporu ile aleyhe olan ve gerekçesi yetersiz rapor arasındaki çelişki giderilmemiştir. Bu eksik inceleme, kararın bozulmasını gerektirmektedir.

Özet tablo (rapor karşılaştırması):

RaporTarih/KaynakKusur BulgusuSonuç
Dosyaya Sunulan Üniversite Kurul Raporu01.12.2022 – Üniversite EAHKusur yok, görme kaybı hekime yüklenemezMüvekkil lehine
Adli Tıp Kurulu Raporu15.07.2024 – ATK İhtisas KuruluSomut ihmal gösterilmeden 2/8 kusurMüvekkil aleyhine
Adli Tıp Genel Kurulu Raporu12.03.2024 – ATK Genel KuruluÇelişkili tespitler içeriyor, net kusur belirlenmemişMüvekkil lehine

2. MADDİ VAKIALARIN HATALI DEĞERLENDİRİLMESİ VE FİİLİ İMKANSIZLIK DURUMU GÖZ ARDI EDİLMİŞTİR

Müvekkil Dr. Mehmet Yılmaz'e atfedilen kusur, 12.02.2019 tarihinde yapıldığı iddia edilen ancak fiilen gerçekleşmesi mümkün olmayan bir muayene kaydına dayandırılmaktadır. Yerel mahkeme ve Bölge İdare Mahkemesi, bu maddi vakıayı ve teknik verileri hatalı değerlendirmiştir.

a) 44 Saniyelik Muayene İmkansızlığı: Hastane kayıtlarında (log kayıtları) hastanın muayene başlangıç saati 15:06:15, bitiş saati ise 15:06:59 olarak görünmektedir. Toplam 44 saniyelik bu sürede bir hastanın odaya girmesi, şikayetini anlatması, göz muayenesinin yapılması, göz dibi (fundus) muayenesi ile optik sinir ödeminin tespit edilmesi ve reçete/epikriz düzenlenmesi tıbben ve fizikken İMKANSIZDIR.

b) Epikrizdeki Tutarsızlıklar ve Sistemsel Hata: Söz konusu tarihli epikrizde, Göz Hastalıkları Uzmanı olan müvekkilin branşıyla ilgisi olmayan "son adet tarihi ve gebelik haftası" gibi kadın doğum bilgileri yer almaktadır. Bu durum, hastanın o tarihte müvekkile muayene olmadığını, kaydın sistemsel bir hatadan veya başka bir poliklinik girişinden kaynaklandığını açıkça göstermektedir. Epikrizde ne bir şikayet ne de bir göz muayene bulgusu yer almamaktadır; sadece ICD kodu (Z01.0) girilmiştir ki bu da otomatik bir işlemdir.

c) Tıbbi Literatür ve Gebelik Etkisi: Tıbbi literatürde, optik sinir kılıfı menenjiomlarının gebelik sırasında hormon (östrojen/progesteron) etkisiyle çok hızlı progresyon (ilerleme) gösterdiği bilinmektedir. 12.02.2019 tarihinde (eğer muayene olsa bile) hastada belirgin bir semptomun bulunmayabileceği, 2 ay sonra 24.04.2019'da tespit edilen tablonun gebeliğin hızlandırıcı etkisiyle bu sürede gelişmiş olabileceği göz ardı edilmiştir. Tıbbi olarak o tarihte tespit edilebilir bir patoloji olduğuna dair somut hiçbir veri yokken, varsayıma dayalı olarak kusur atfedilmesi hukuka aykırıdır.

3. İLLİYET BAĞININ KESİLDİĞİ VE MÜTERAFİK KUSUR HUSUSU DİKKATE ALINMAMIŞTIR

Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için müvekkilin kusurlu olduğu varsayılsa dahi, davacı hastanın kendi eylemleri ve ihmalleri, zarar ile iddia edilen eylem arasındaki illiyet bağını kesmiş veya en azından müterafik kusur oluşturmuştur. Mahkeme kararında bu hususlar yeterince irdelenmemiştir.

a) Tıbbi Tavsiyelere Uymama ve Gecikme: Dosya kapsamındaki tıbbi kayıtlardan anlaşıldığı üzere, davacıya 29.04.2019 tarihinde MR önerilmiş olmasına rağmen, davacı "gebelik" gerekçesiyle bu tetkiki yaptırmamış ve tanının konulmasını geciktirmiştir. Oysa ki gebelikte kontrastsız MR çekilmesi tıbben mümkündür ve kontrendike değildir. Davacının bu kaçınma eylemi, tanı sürecini doğrudan etkilemiştir.

b) Tedaviyi Erteleme: Tanı konulduktan sonra dahi davacı, yaklaşık 4-5 ay boyunca ameliyat ve radyoterapi tedavisini kabul etmemiş ve ertelemiştir. Bu süre zarfında, gebeliğin de etkisiyle tümörün progresyon göstermesi ve görme kaybının artması kaçınılmaz olmuştur. Davacının kendi sağlığı ile ilgili gerekli özeni göstermemesi ve tıbbi önerileri reddetmesi, zararın artmasında asli etkendir.

Danıştay 10. Daire'nin 25.02.2025 tarihli, E. 2021/4238 K. 2025/1115 sayılı kararında; hastanın kendisine önerilen tetkikleri (ultrason vb.) başka bir merkezde yaptırmaması durumu "üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeme" olarak değerlendirilmiş ve bu durum müterafik kusur kabul edilerek tazminattan indirim yapılması gerektiğine hükmedilmiştir. Somut olayda da davacının MR ve ameliyat konusundaki ihmalleri, illiyet bağını kesen veya önemli ölçüde zayıflatan bir faktör olarak gözetilmelidir.

4. HİZMET KUSURU İLE KİŞİSEL KUSUR AYRIMI VE MANEVİ TAZMİNATIN FAHİŞLİĞİ

a) Organizasyonel Aksaklıklar Hekime Yüklenemez: Yukarıda açıklandığı üzere, 44 saniyelik bir muayene süresi, sistemsel yoğunluk ve teknik altyapı eksiklikleri (randevu sisteminin otomatik atamaları vb.), idarenin "hizmet kusuru" kapsamında değerlendirilmesi gereken organizasyonel sorunlardır. Danıştay içtihatlarında da vurgulandığı üzere, idarenin personel, araç-gereç ve organizasyon eksikliğinden kaynaklanan zararlar, kamu görevlisinin kişisel kusuru olarak nitelendirilemez. Müvekkil, kendisine sunulan kısıtlı imkanlar ve yoğun çalışma koşulları altında görevini ifa etmiştir. Bu nedenle, idarenin organizasyon kusurundan kaynaklanan sonuçların müvekkile rücu edilebilir bir "kişisel kusur" olarak yansıtılması hukuka aykırıdır.

b) Manevi Tazminatın Zenginleşme Aracı Olması: Bölge İdare Mahkemesi tarafından artırılan manevi tazminat miktarı, olayın oluş şekli, kusur oranları (idarenin %25 kusuru) ve davacının müterafik kusurları dikkate alındığında fahiştir ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak niteliktedir. Manevi tazminat, bir ceza aracı değil, duyulan elem ve ıstırabı kısmen gidermeye yönelik bir tatmin aracıdır. Danıştay'ın yerleşik içtihatlarında (Örn; Danıştay 10. Daire, E. 2020/6584 K. 2021/3275), manevi tazminatın idarenin kusurunun ağırlığı ile orantılı olması ve zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda %25 gibi düşük bir kusur oranına rağmen hükmedilen yüksek manevi tazminat, hakkaniyet ilkesine aykırıdır.

SONUÇ VE İSTEMYukarıda arz ve izah edilen ve re'sen gözetilecek nedenlerle; ANTALYA Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi'nin 30/05/2025 tarihli, 2024/388 Esas ve 2025/788 Karar sayılı kararının, müvekkil aleyhine olan kısımlarının (kusur atfı ve tazminat sorumluluğu yönünden) BOZULMASINA, Dosyanın, çelişkilerin giderilmesi için yeniden bir karar verilmek üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, Karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
Temyiz Eden (Müdahil) Vekili Av. Demet Demir
Temyiz Başvurusu (Danıştay) - Dr. Mehmet Yılmaz

Temyiz başvuru dilekçesi hazırla. Gerekli içtihat araştırması da yaparak dilekçeyi gerekçeli olarak yaz.

Dosyadaki süreci ve son verilen kararı anlamak için öncelikle dosyayı incelemeliyim. Özellikle temyize konu olacak Bölge İdare Mahkemesi kararını ve davanın temelini oluşturan ilk derece mahkemesi kararını tespit etmem gerekiyor. Ayrıca bilirkişi raporu ve dava dilekçesi de konuyu anlamam için önemli.

Dosya okundu

Temyiz dilekçesi hazırlayabilmek için öncelikle aleyhimize verilen veya kısmen kabul edilen Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçelerini ve hüküm fıkrasını detaylıca öğrenmem gerekiyor. Bu nedenle ANTALYA 3. İdari Dava Dairesinin 23.06.2025 tarihli kararını analiz edeceğim.

Analiz edildi

Dilekçeyi oluştururken müvekkilimiz Mehmet Yılmaze (doktor olduğunu ve müdahil sıfatıyla davada yer aldığını anlıyorum) atfedilen kusurun niteliğini ve dayanaklarını çürütmek kritik öneme sahip. Bölge İdare Mahkemesi kararında 2/8 kusur oranından bahsedilmiş ve bir üye bu oranın afaki olduğunu belirterek karşı oy kullanmış. Bu karşı oy gerekçesi, temyiz dilekçemizin en güçlü dayanaklarından biri olacak.

Bu argümanı güçlendirmek için öncelikle kusur atfının kaynağı olan Bilirkişi Raporunu ve müvekkil adına daha önce sunduğumuz İstinaf Başvuru Dilekçesindeki savunma argümanlarımızı detaylıca incelemem gerekiyor. Böylece hangi tıbbi ve hukuki noktaların yetersiz değerlendirildiğini tespit edebilirim.

Dosya okundu
Dosya okundu

Temyiz dilekçemizin omurgasını oluşturmak için, daha önce istinaf aşamasında ileri sürdüğümüz ancak reddedilen argümanlarımızı netleştirmem gerekiyor. Bu nedenle, müvekkil vekili Av. Akif Çimen tarafından sunulan İstinaf Başvuru Dilekçesini inceleyerek; hangi hatalı tıbbi değerlendirmelere itiraz ettiğimizi, kusur oranına (2/8) karşı hangi somut verileri sunduğumuzu ve nedensellik bağına ilişkin savunmalarımızı tespit edeceğim. Bu analiz, temyiz dilekçesinde "hukuka aykırılık" iddialarımızı temellendirmek için kritik olacaktır.

Analiz edildi

Temyiz dilekçesi için gerekli olan temel olgusal dayanakları ve savunma argümanlarını topladım. Müvekkilin muayene süresinin kısalığı, epikriz kayıtlarındaki tutarsızlıklar, tıbbi literatürdeki gebelik-tümör ilişkisi ve lehe olan alternatif bilirkişi raporu gibi güçlü doneler elimde. Ayrıca Bölge İdare Mahkemesi kararındaki "kusur oranının afaki olduğu" yönündeki karşı oy da önemli bir hukuki dayanak.

Şimdi bu argümanları hukuki bir zemine oturtmak ve Danıştay nezdinde kabul görecek bir temyiz dilekçesi hazırlamak için içtihat araştırması yapmalıyım. Özellikle şu konularda Danıştay kararlarına ihtiyacım var.

1.Bilirkişi Raporları Arasındaki Çelişki: Dosyada lehe ve aleyhe raporlar varken, çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının bozma sebebi olduğu.
2.Tıbbi Kayıtların Yetersizliği ve Hekim Sorumluluğu: Sistemsel hataların veya kayıt eksikliklerinin doğrudan hekim kusuru sayılamayacağı, fiili durumun (44 saniyelik muayene) dikkate alınması gerektiği.
3.İlliyet Bağı ve Müterafik Kusur: Hastanın tedaviyi reddetmesi veya geciktirmesi (MR çektirmemesi) durumunda illiyet bağının kesileceği veya tazminatın indirileceği.
4.Hizmet Kusuru ve Kişisel Kusur Ayrımı: İdarenin organizasyon eksikliğinden kaynaklanan (randevu sistemi, yoğunluk vb.) durumlarda hekime kişisel kusur atfedilemeyeceği.
İçtihat araştırması yapıldı

Dosyadaki süreci, mahkeme kararlarını ve savunma argümanlarını detaylıca analiz ettim. Temyiz dilekçesi için güçlü hukuki dayanaklar (çelişkili raporlar, müterafik kusur, fiili imkansızlık) ve ilgili Danıştay içtihatlarını da topladım. Artık dilekçeyi yazmaya başlayabilirim.

Dilekçenin temyiz nedenleri kısmına başlıyorum. İlk ve en güçlü usuli itiraz noktamız, dosyada mevcut olan ve birbirleriyle taban tabana zıt sonuçlar içeren bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmemiş olmasıdır. Danıştayın yerleşik içtihatlarına göre bu durum, eksik inceleme nedeniyle bozma sebebidir.

Dilekçenin esas kısmına devam ediyorum. İkinci temyiz nedeni olarak, müvekkilime atfedilen kusurun maddi vakıalarla örtüşmediğini, fiili imkansızlık durumunu ve tıbbi gerçekleri detaylandıracağım. 12.02.2019 tarihli "muayene"nin aslında bir muayene olmadığı, sistemsel bir kayıttan ibaret olduğu (44 saniye sürmesi) ve bu kayıtta yer alan bilgilerin tutarsızlığı (kadın doğum bilgileri) en güçlü savunma noktalarımızdan biridir.

Temyiz dilekçesinin üçüncü önemli başlığı olarak "İlliyet Bağı" ve "Müterafik Kusur" konularına değineceğim. Davacının kendisine önerilen MR tetkikini yaptırmaması, ameliyatı ertelemesi gibi eylemleri, zarar ile iddia edilen kusur arasındaki illiyet bağını kesen veya en azından tazminat indirimini gerektiren önemli unsurlardır. Danıştay içtihatları da hastanın tavsiyelere uymamasını müterafik kusur olarak kabul etmektedir.

Dilekçenin manevi tazminat ve hizmet kusuru ayrımı ile ilgili kısımlarını yazacağım. Özellikle manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesine ve eğer bir kusur varsa bunun idarenin organizasyonel hatası (hizmet kusuru) olduğuna, hekimin kişisel kusuru sayılamayacağına odaklanacağım. Sonrasında sonuç ve istem bölümünü ekleyerek dilekçeyi tamamlayacağım.

Temyiz dilekçesi için gerekli tüm bölümler (Başlık, Temyiz Nedenleri, Hukuki Dayanaklar, Sonuç ve İstem) detaylı bir şekilde oluşturulmuş ve editöre eklenmiştir. Dosyadaki çelişkili raporlar, maddi vakıalardaki tutarsızlıklar ve hukuki içtihatlar dilekçeye işlenmiştir. Görev tamamlanmıştır.

Dilekçe yazıldı

Kullanıcının talebi üzerine, müvekkil Mehmet Yılmaz (Müdahil Doktor) lehine Danıştaya sunulmak üzere bir Temyiz Başvuru Dilekçesi hazırlanmıştır.

Temsili demodur.

Fiyatlandırma

İhtiyacınıza uygun planı seçin

Ücretsiz

Sistemi denemek için.

0Süresiz
  • Semantik arama (Sınırlı)
  • Çoklu vurgulama
  • Temel filtreleme
Hemen Başla

Temel

Bireysel araştırmacılar.

10.000/yıl

833₺ / ay

  • Sınırsız semantik arama
  • Arama sorgusu iyileştirme
  • Mevzuat ekleme
  • Otomatik atıf oluşturucu
  • İçtihat listeleme
  • Favori kararlar
  • Geçmiş aramalar
Paketi Seç
Önerilen

Tam Paket

Profesyonel hukukçular.

30.000/yıl

2.500₺ / ay

  • Temel paketteki tüm özellikler
  • Sonuçları & Dokumanı incele
  • Dokuman özeti
  • İlgililer & Gelişmiş hafıza
  • Keşif araması
  • Pozitif/Negatif filtreleme
  • Derin Araştırma (Normal)
  • Derin Araştırma (Odaklı)
  • Baro indirimi
Yükselt

Pro

Kurumsal entegrasyon.

60.000/yıl

5.000₺ / ay

  • Yıllık tam paketteki tüm özellikler
  • Dilekçe editörü
  • Uyap entegrasyonu
  • Agent masaüstü uygulaması
  • Baro indirimi
Satın Al

Sıkça Sorulan Sorular

Dejure hakkında merak ettikleriniz

7 günlük ücretsiz deneme ile başlayın.

Yapay zeka destekli hukuki araştırma araçlarını keşfedin. Milyonlarca kararı saniyeler içinde tarayın, analiz edin ve ekibinizle paylaşın.

Ücretsiz Başla